Tarihi Duvarlar Nasıl Ayakta Kalır

Binlerce yıl önceden kalma tarihi eserlerin halen yeni inşa edilmiş gibi heybetiyle ayakta durmasına birçoğumuz şaşırırız. Günümüzde 30 yıl önce inşa edilmiş yapıların bile ne yazık ki onarıma muhtaç olduğunu görmekteyiz. Zamanında yapılaşma sürecine geçildiğinde doğru malzeme kullanılmaması, kalitesiz yapı malzemeleriyle masraftan kaçılmasının bir sonucudur bu. Geleceğe mimari miraslar bırakmak yerine günü kurtarmak ve kar etmek isteyen inşaat sektörü ne yazık ki dayanıklı binalar inşa etmemekte. Peki günümüzün teknolojisiyle üretilmiş betonların bile maksimum bir asır ömrü olduğu düşünülürken yüzlerce yıllık tarihi duvarlar nasıl ayakta kalır gelin cevaplayalım.

Bu soru herkes tarafından merak edilen sorulardan biridir. Bunun üzerine bilim adamları çok detaylı çalışmalar da yürütmektedir. Birçok sonuç da elde edilmiştir. Temelde doğru ham maddeyi doğru şekilde birleştirmeye dayanan bu dayanıklılığın sırrı bizleri geçmişte bunları keşfetmiş olan muhteşem mimarları takdir etmeye mecbur bırakıyor.

Bu soruyu cevaplayabilmek için en temele inmemiz gerekir. Galata kulesi, kız kalesi, tarihi surlar ve sayamayacağımız nice yapı ilk günkü gibi ayakta durmakta. Avrupa’da halen 17.yüzyılda inşa edildiği halde aktif olarak insanlar tarafından kullanılan evler söz konusu. Doğru mimari ve doğru malzeme seçimi sizlere ömürlük bir yatırım sunuyor. Ayrıca sizden sonraki geleceğe sizin eseriniz olan bir eser bırakmanızı sağlıyor. Tarihi duvarlar nasıl ayakta kalır sorumuza cevap aradığımızda kullandıkları taşların bugünkülere oranla ne kadar kaliteli ve sağlam olduğunu görmekteyiz. Doğal taşlardan inşa edilen bu duvarların inşası esnasında kullanılan harçlar da bir o kadar kaliteli.

Günümüzde sanayileşmenin artması, endüstriyel ürün üretimin kolaylaşması ve ham madde ihtiyacının geçmişe oranla daha fazla olması nedeniyle malzemelerin kalitesi düşmüş durumda. Aslında Taş Merkezi gibi halen doğal ve kaliteli ürünleri sizlere uğraştıran bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda firma mevcut olsa da ekonomik kaygılarla dayanıklı olmayan sentetik ürünlere yönelen inşaat sektörü mensupları mevcut. Bu da yapı dayanıklılığını düşürmekte.

Tarihi duvarlar nasıl ayakta kalır sorunuzu doğal ve sağlam ham madde kullanımı olarak cevaplandırmıştık. Peki bu taşlara hangi taşları örnek verebiliriz. Geçmişten bugüne hiç yıpranmadan gelmiş duvarların birçoğunun küfeki taşı ile inşa edildiğini görmekteyiz. Bu taş Anadolu topraklarında Bizans döneminden beri kullanılıyor. İstanbul ya da eski adıyla Konstantinopolis’de gördüğünüz mimari eserlerin tamamına yakını küfeki taşı kullanılarak inşa edilmiş. Bu taş ilk bakışta yumuşak ve dayanıksız bir taş gibi görünse de zaman içinde dayanıklılığı artan bir taş türü. Diğer taşlar zamanla yıpranırken küfeki adeta zamana meydan okuyor ve daha da dayanıklı hale geliyor. Bu da küfeki taşı kullanılarak inşa edilen yapıların daha uzun yıllar ayakta kalmasına yol açan en büyük faktör.