Türkiye coğrafyası, çok çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir coğrafya. Bu kadar medeniyete ev sahipliği yapmasının ardında birçok faktör yatıyor. Özellikle çeşitli doğal zenginliklere sahip olması zamanında Anadolu topraklarının göç almasını daha kolay hale getirmiştir. Ayrıca dört farklı mevsimin küçük bir coğrafyada görülmesi sayesinde Anadolu sınırları içerisinde göçebe bir yaşam sürülmesine de olanak sağlamıştır. Dünyanın merkezi konumunda bulunan Anadolu toprakları zamanın en önemli ticaret yollarının güzergahı üstünde olduğu için birçok medeniyetten insan buralardan geçmiştir. Bunun sonucunda birçok kültürel miras bizlere bırakılmıştır. Bu miraslardan bir tanesi de Ermeni evleri olarak bilinmektedir. Biz bu makalemizde Osmanlı zamanlarından bize yadigar kalmış olan Ermeni evlerinin özellikleri hakkında konuşacağız.
Osmanlı, çok büyük bir coğrafyaya yayılmayı başarmış bir imparatorluk olması nedeniyle birçok milletten insanı bünyesinde barındıran kozmopolit bir ülkeydi. Bünyesindeki azınlık toplumlardan biri de Ermeni kökenli vatandaşlardı. Ermeniler genellikle Tavlusun, Endürlük, Germir ve Talas bölgelerinde huzur içinde yaşamlarını sürdürmekteydiler. Ana uğraşları ticaret olan bu millet uzun yıllar boyu Osmanlı ekonomisine ve iç pazarına büyük katkılar sağlamıştır.
Ermeniler ticaretle uğraşmanın yanı sıra iç ve dış mimaride de kendilerini geliştirmeyi başarmış bir milletti. Yaşadıkları coğrafyadaki iklim koşullarına göre evlerini de şekillendirdiler. İklimsel şartların yanı sıra dönemin kültürel özellikleri de ev mimarisine yansımıştır. Bu yansımalar insanların vakit geçirdiği yerleri ve evlerin ne şekilde kullanıldığına yön vermeyi başarmıştır. Mimarinin temelinde kültürel farklılıklar yatar. Ermeni evleri bu farklılığı özgün yapısıyla gözler önüne serer. Oldukça kıymetli yapılar olan Ermeni evlerinin bir kısmı ne yazık ki define arayan şahıslar tarafından harabe haline getirilmiştir. Bunun en büyük sebebi Ermeni evleri içerisinde sıklıkla define bulunduğu ile ilgili ortaya atılmış çoğu asılsız olan şehir efsaneleridir. Fakat günümüzde halen bütünlüğünü ve tarihi dokusunu korumayı başarmış birçok Ermeni evi bulunmaktadır. Peki Ermeni evlerinin bölümleri nelerdir? Şöyle sıralayabiliriz:
- Sofa
- Harem
- Tokana
Bu üç kısım Ermeni evlerinin özellikleri arasında en belirgin yapısal farktır. Osmanlı döneminde halk genelinde mahremiyet kültürü hakim olduğu için bu evlerin asıl kullanılan kısmı iç tarafta bulunmaktaydı. Dış tarafı ise insanların içeriyi görmesine kapalı bir biçimde şekillendirilmişti. Daha sonraki dönemlerde batılılaşma hareketlerinin artmasıyla Ermeni evleri de dışa dönük bir hal almaya başladı. Oldukça fonksiyonel olarak dizayn edilen bu evlerde ihtişam ve asil bir görüntüye önem verildi. Taş malzemelerden üretilen Ermeni evleri on sekizinci yüzyıldan bu yana tüm dokusunu koruyarak günümüze gelmeyi başardı.
Ermeni evlerinin özellikleri düşünüldüğünde iç mimarisinin yanı sıra dış görüntüsü de büyük önem arz eder. Genelde dışarıdan tek veya çift katlı bir görüntüye sahiptirler. Sokakları, evleri ve holleri birbirine bağlayan geçişleri mevcuttur. Taş yapılıdırlar. Bu evler inşa edilirken diğer evlerin görüş alanının korunmasına da ayrı bir dikkat gösterilmiştir.
Mevsimlere ve doğaya uygun bu yapıları bir mimar olarak çok taktir ediyorum.